Hakkında / Tarihçe

Tarihçe

Phrygler, M.Ö. XIII. yüzyıldan itibaren Makedonya ve Thrakia’dan Anadolu’ya dalgalar halinde göç eden, Thrak kökenli bir toplumdur. Phrygia Bölgesi, M.Ö. XII. yüzyılın sonlarından itibaren Phrygler'den ismini almıştır. İlk olarak Propontis (Marmara Denizi) güney kıyılarına yerleşen Phrygler, ardından Sangarios (Sakarya) Irmağı çevresine geçerek, M.Ö. X. yüzyılın başlarına doğru Orta Anadolu'ya ulaşmış ve M.Ö. IX. yüzyılda Gordion’u güçlü bir kale haline getirmişlerdir.

Phrygler'in sınırları genel olarak Orta Anadolu'nun yüksek yaylası, Kızılırmak ve Konya ile Niğde bölgelerini kapsamaktadır. Bu bölge doğuda Kappadokia, güneyde Lykaonia ve Pisidia, batıda Lydia, Karia ve Mysia, kuzeyde ise Bithynia ve Paphlagonia ile sınırlıdır. Günümüzde, Eskişehir, Afyonkarahisar ve Ankara illerinin tamamını, Kütahya ilinin doğusunu, Konya, Isparta ve Burdur illerinin kuzey kesimini kapsayan bu bölgenin kesin sınırlarını belirlemek oldukça zordur.

Zaman içinde çeşitli alt bölümlere ayrılan Phrygia Bölgesi, M.Ö. 184-183 yıllarında Pergamon Kralı Eumenes II ile Bithynia Kralı Prusias I arasında gerçekleşen savaştan sonra, Pergamon Krallığı'na katılan bir toprak parçası olmuştur. Pergamonlular, bu yeni toprakları "Phrygia Epiktetos" yani "sonradan kazanılan Phrygia" olarak adlandırmışlardır.

Phrygia Epiktetos'un günümüz sınırları, Kütahya ilinin güneyinden başlayıp, kuzeyde İznik Gölü'ne, kuzeydoğuda Mudurnu ve Gerede'ye kadar uzanır.

Klasik dönemde Küçük Phrygia/Phrygia Epiktetos sınırları içinde yer alan dağlık alan, C.H.E. Haspels tarafından "Dağlık Phrygia" (Highlands of Phrygia) olarak tanımlanmıştır. Dağlık Phrygia Bölgesi’nin merkezi, Türkmen Dağı’dır. Doğusunda Eskişehir iline bağlı Seyitgazi (Nacoleia) ilçesi, güneyde Afyonkarahisar ili, İhsaniye ilçesi içindeki Köhnüş Vadisi, batıda Kütahya iline bağlı Sabuncupınar köyü civarı, kuzeyde ise Eskişehir merkez ilçeye bağlı Gökçekısık köyü ve çevresi yer almaktadır. Bu bölge, Eskişehir (Dorylaion), Kütahya (Kotyaion) ve Afyonkarahisar (Akroenos) illerinin sınırlarının kesişim noktasında, dağlık bir alanda konumlanmaktadır.

Günümüzde, Dağlık Phrygia Bölgesi, merkezi Türkmen Dağı olan Küçük Asya'nın yüksek platosunun kuzeybatı kısmında yer almaktadır. Bu bölgenin kuzeybatısındaki Kütahya il sınırlarında bulunan Fındık yerleşiminden, güneydoğuda Eskişehir ilinin Han ilçesi, Yazılıkaya köyündeki Yazılıkaya-Midas Vadisi’ne kadar olan dağlık alan yaklaşık 60 km uzunluğundadır. Fındık yerleşiminden, Afyonkarahisar ili, İhsaniye ilçesinde bulunan Köhnüş Vadisi'ne ise yaklaşık 69 km mesafe bulunmaktadır. Batıdan doğuya doğru, Afyonkarahisar ili, Döğer kasabasından Yazılıkaya-Midas Vadisi’ne kadar olan mesafe ise yaklaşık 30 km'dir.

 

Tarihsel Süreç İçinde Phrygia Bölgesi’nin Coğrafi Bölümleri

Phrygia Bölgesi’nin sınırları, antik çağ yazarlarının bildirdiğine göre zamanla değişiklik göstermiştir. İç bölgelerde “Phrygia Maior”, “Phrygia Minor” ve Hellespontos ile Propontis’in güneyinde “Phrygia Hellespontos” olarak adlandırılan alanlar bulunmaktaydı. Ayrıca, Emir Dağları ile Sultan Dağları arasındaki yüksek vadi “Phrygia Paroreios” olarak bilinir. Geç Roma döneminde, Phrygia Bölgesi’nin güney ve güneybatısındaki topraklar Pisidia eyaletine katıldıktan sonra, geriye kalan alanlar ikiye ayrılmış ve bu bölgeler “Prima” ve “Secunda” olarak adlandırılmıştır. M.S. IV. yüzyıla gelindiğinde, bu topraklar “Magna” ve “Parva” (Büyük ve Küçük) olarak tanımlanmış, M.S. 360’tan itibaren ise “Pacationa” ve “Salutaris” olarak anılmaya başlanmıştır.

Coğrafyacılar tarafından “İç Batı Anadolu’nun Eşiği” olarak tanımlanan bölge, bir yandan İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeybatı kesimini sararken, diğer yandan denize paralel olarak uzanan dağlar arasındaki vadiler ile Ege ve Marmara Denizi kıyılarına doğru açılmaktadır. Bu coğrafi konum, bölgeyi İç Anadolu Bölgesi’nin batıya açılan kapısı haline getirmiştir. Aynı zamanda, doğu ile batıyı birleştiren ana yolların kesişim noktası olup, tarihsel olarak stratejik önemini sürekli olarak korumuştur.

Bu bölgedeki yol sistemlerinden ikisi, İç Anadolu’nun Tembris (Porsuk) ve Batys (Sarısu) vadilerinde, yani Eskişehir ve Kütahya bölgelerinde yer alırken, bu yollar Sangarios (Sakarya) Vadisi ile İznik, Bursa ve güney Phrygia’ya uzanmakta, ayrıca Menderes Vadisi’nin başlangıcına kadar gitmektedir. Bu yollar, Karia, Lydia ve Ege’nin zengin kıyı kentlerine (Ephesos gibi) kadar ulaşmaktadır.

Eski çağlarda Anadolu’yu oluşturan bu bölgeler arasında büyük kervan yolları varlık göstermiştir. Bu yollar, ülkenin her köşesine uzanmış, göçlerin ve ticaretin aktığı ana damarlar olmuştur. Devletler arası iletişim kanalları işlevi görmüş ve batıdaki durak yerleri değişiklik göstermiştir. Avrupa’dan geçişlerde İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı önemli geçiş noktalarıydı. Marmara’nın derin bir girinti yaptığı koyun sonunda ise bir liman kenti olan Nikomedeia (İzmit) ve Kyzikos (Belkıs) limanı yer almaktadır. Bu yolların çoğunda, Dorylaion (Eskişehir) üzerinde yer alan plato, geleneksel güzergâh olarak kullanılmıştır. Bugün dahi, I. Haçlı Seferlerine gidenlerin izlediği yollar bu güzergâhı takip etmektedir.

Coğrafi konumu nedeniyle Phrygia Bölgesi, tarih boyunca farklı medeniyetler arasında el değiştirmiştir ve bu topraklarda birçok savaş yaşanmıştır. Bölgenin stratejik önemi, doğu ile batı arasında bir köprü işlevi görmesinden kaynaklanmaktadır. W.M. Ramsay, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası adlı eserinde, "Asya ile Avrupa arasında bir köprü gibi uzanan Anadolu yarımadası, tarihinin başından itibaren doğu ile batının savaş meydanı olmuştur. Bu köprüden doğunun dini, sanatı ve uygarlığı Yunanistan’a geçmiş, yine bu köprüden Yunan medeniyeti Makedonyalı İskender aracılığıyla doğuyu ele geçirerek, Asya’yı Hindistan’a kadar değiştirmiştir" diyerek bölgenin tarihsel önemini vurgulamıştır.

Phrygia Bölgesi üzerinde egemenlik kurmak amacıyla yapılan mücadeleler, aynı zamanda bölgedeki dağlar arasındaki geçitlerin, vadilerin ve şehirlerin birbirini bağlayan uygun yol ağları bulunmasını sağlamıştır. Bu bölge, ticari ve askeri bakımdan büyük bir öneme sahiptir. Doğu ile batı arasındaki ilişkileri sağlayan başlıca iki yol aktif olarak kullanılmıştır. Birinci yol, Phrygia üzerinden Batı Anadolu’ya uzanan kara yoludur ve Phryg eserlerinin taşınmasında kullanılmıştır. İkinci yol ise güneyden geçmektedir.

Bizans Döneminde, başkent Konstantinopolis’i Suriye ve Filistin’e bağlayan ana yollar, hem ticari, hem dinsel hem de askeri açıdan büyük bir öneme sahipti. Bölgenin bu stratejik konumu, Orta Çağ’da da devam etmiştir. Bizans dönemi Phrygia’sı, kuzeyde Dorylaion, doğuda Amorion ve Polybotos (Bolvadin), batıda Menderes ve Gediz ırmaklarının vadileri, güneyde ise Sozopolis (Uluborlu), Laodikeia (Denizli-Ladik) ve Chonai (Honaz) kentleri arasında yer alıyordu. Bu alanın büyük bir bölümü Anadolu platosuna aittir. Bölgedeki yol bağlantıları, bereketli ovaları, geçitleri ve askeri kilit noktaları oluşturan kentler ve kaleler (Dorylaion, Amorion, Kotyaion, Sublaion gibi), Phrygia’nın Orta Çağ’daki stratejik önemini ortaya koymaktadır.

 

Phrygia Magna

Phrygia bölgesinin daha güney ve doğudaki geniş bölümünü oluşturan ve içine alan kesimi Phrygia Magna (Büyük Phrygia) olarak adlandırılmaktaydı. Bu bölüm Orta Anadolu platosunun önemli bir kesimini kapsıyordu. Sınırları doğuda Halys (Kızılırmak) ve Tatta’ya (Tuz Gölü), batıda Denizli-Pamukkale yöresine, güneybatı uçta da bugünkü Elmalı Ovası’na kadar uzanan bölgenin kuzeydoğusu daha sonraları Pontos adını alarak “Pontos Kappadokiası” olarak adlandırılmıştır.

 

Phrygia Magna’nın M.Ö. 277 yani Galatların gelişinden önceki en önemli kenti Gordion (Yassıhöyük)’dur. Sangarios ile Tembris ırmaklarının birleştiği yere yakın bir yerde, Sangarios’un doğu kıyısında eski bir höyük ve etekleri üzerine kurulmuştur.

 

Doğu’da yine M.Ö. 277 yıllarında Galatların bölgesine dâhil olan Ankyra’nın (Ankara) önceleri önemli bir Phryg yerleşmesi olduğu, gerek kentin çevresine dağılmış arkeolojik buluntular, gerekse antik yazarların verdikleri bilgilerden açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Örneğin Hacıbayram Camii çevresindeki kalıntılar ile tümülüs mezarlar Ankara’daki Phryg varlığının en canlı tanıklarını oluşturmaktadır.

 

Gordion ve Ankyra’da olduğu gibi, Galat istilasından sonra Galatia Bölgesi içinde kalmış ve Midas tarafından kurulduğuna inanılan üçüncü Phryg kenti Pessinous’tur (Ballıhisar).

 

Bu üç önemli Phrygia Magna şehirlerinin yanı sıra yine aynı bölge içinde yer alan diğer şehirler; Hierapolis (Pamukkale), Laodikeia (Goncalı, Eskihisar), Kolossai (Honaz), Keretapa (Kayadibi), Eriza (Dereköy ? ), Kibyra (Gölhisar), Lagbe (Kırkpınar), Tyriaion Teke Kozağaç), Anaura (Sarıkavak), Bonita (Çardak), Lakerion (Dazkırı ?), Kelainai (Dinar), Metropolis (Tatarlı), Euphorbion (Kınık), Synada (Şuhut), Dokimeion (İscehisar), Motella (Yeşiloba), Thiounta (Gözler), Pepouza (Bidez ?), Lounda (İsabey), Eumeneia (Işıklı), Peltai (Çivril Yakınları), Siblia (Gümüşsu)’dur.

Phrygia Epiktetos

Epiktetos Grekçe kökenli olup Epiktao fiilinden türetilmiş bir sıfattır. Elde edilmiş, yeni kazanılmış, ilaveten kazanılmış, ilaveten fethedilmiş anlamına gelmektedir. Strabon bölgenin sınırlarının karmaşıklığından ve kesin olarak belirlenemeyeceğinden söz etmektedir.

 

… “ Bithynia’lıların güney sınırında Mysia Olympos’u denen dağın etrafında oturan Mysia ve Phrygialılar vardır ve bu kabilelerin her biri ikiye ayrılmıştır. Phrygia’nın bir kısmına Büyük Phrygia denir ki burada Midas hüküm sürmüştür. Ve bir bölümü Galatia’lılar tarafından işgal edilmiştir. Oysa Hellaspontus (Çanakkale Boğazı) üzerindeki ve Olympos’un (Uludağ) etrafındaki kısım Küçük Phrygia yani Phrygia Epiktetos’tur.” Strabon tarafından yapılan bu tanımlamadan, küçüğü Batıda büyüğü ise doğuda olmak üzere Anadolu’da iki farklı Phrygia bölgesi olduğu anlaşılmaktadır. S. Şahin Phrygia Epiktetos’un kuzey sınırlarını, doğuda Köroğlu ve Abant silsilesi, batıya doğru Mudurnu vadisini takip eden dağ sıralarıyla Sakarya ırmağının bir bölümü, daha sonra İznik gölünü güneyde çevreleyen dağlar ve Uludağ masifinin oluşturduğunu belirtmektedir. Bu sınır aynı zamanda, Bergama Krallığı’nı MÖ. II. yüzyılda Bithynia Krallığı’ndan ayıran sınır olmaktadır.

 

M.Ö. 3 ve 2. yüzyıllarda Bithynia ve Bergama krallıkları arasında çıkan savaşta, Bithynia Kralı I. Prusias, Phrygia’nın büyük bir bölümünü zapt etmiştir ve güneyde Aizonai ve Kadoi’a kadar olan toprakları ülkesine katmıştır. M.Ö. 184–183 yıllarında Bergama Kralı II. Eumenes’in ordusu, kardeşi Attalos’un komutası altında Bithynia Kralı I. Prusias’ı yenmiş ve I. Prusias’la arasında tartışmalı olan Kuzey Phrygia’nın bir bölümünü elde etmiştir. Yeni kazanılan bu toprakları Bergamalılar “Phrygia Epiktetos” ( sonradan kazanılan Phrygia) olarak adlandırmışlardır.

 

Phrygia’nın kuzeybatı kesimini kapsayan Küçük Phrygia ya da Phrygia Epiktetos, Roma Döneminde bir birlik içine girmiş ve federal para sistemleri olan Aizonai (Çavdarhisar), Nakoleia (Seyitgazi), Kotiaeium (Kütahya), Midaeion (Karahöyük), Dorylaion (Eskişehir/Şarhöyük) ve Kadoi (Gediz) adlı altı önemli kenti bulunmaktadır.

 

Pergamon Kralı III. Attalos’un vasiyeti sonucunda M.Ö. 133 yılındaki ölümüyle Pergamon Krallığına ait topraklar Roma’ya bırakılıyordu. M.Ö. 129 yılında da Pergamon Devleti’nin üzerinde Anadolu’daki ilk Roma eyaleti “Provincia Asia” kurulmuştur. Roma idari bakımdan güçlük çıkarması olası olan doğudaki devletleri kendisine müttefik olan devletlere dağıtmıştır. Büyük Phrygia, Pontos kralı VI. Mithridates’e, Lykonia ise Kappadokya Krallığına verilmiştir. Phrygia Epiktetos’un batı kısımlarının yani İznik Gölü ile Uludağ silsilesi arasında kalan bölge de Bithynia Eyaletine verilmiştir.  

 

M.Ö. 116 yılında Pontos Eyaletine verilmiş olan Büyük Phrygia toprakları tekrar alınarak Asia Eyaletine bağlanmıştır. Bunun üzerine Pontos Kralı VI. Mithridates Roma’nın Anadolu üzerinde günden güne toprak elde etmesine karşı gelerek kısa sürede Anadolu’da Kappadokia, Bithynia ve Phrygia’yı ele geçirmiştir. Buraların yönetimlerini satraplıklara bölmüştür. Fakat Romalı komutan Sulla’nın başarılı seferleri sonucunda M.Ö. 85 yılında imzalanan Dardanos Barışı ile buraları Roma tekrar geri almayı başarmıştır. Mithridates’e son darbeyi Pompeius M.Ö. 64 yılında vurmuştur. Mithridates’in ölümüyle Asya Eyaleti ve bu eyaletin bir parçası olan Phrygia Epiktetos Roma’nın denetimi altına girmiştir.    Pompeius, Anadolu’da ele geçirdiği yerlerde yeni düzenlemeler yapmış, Bithynia ile Pontos birleştirilmiştir. Anadolu’da, Asya, Kilikya ve Bithynia-Pontos Eyaletlerinin dışında kalan topraklar, Roma’nın vasalı olan krallıklara bırakılmıştır. Pompeius’un yapmış olduğu bu düzenlemeler sırasında Phrygia Epiktetos da Asya eyaletinden alınarak Bithynia eyaletinin yönetimine verilmiştir. Phrygia Epiktetos’un Orta Sakarya havzasındaki bölümü ise, M.S. II. yüzyıla kadar Asya eyaletinde kalmıştır.

 

Augustus, M.Ö.25 yılında Galatia kralı Amyntas’ın ölümüyle sahip oldukları topraklar üzerinde Galatia Eyaletini kurmuştur. Bu eyalete dâhil olan bölgeler arasında Pisidia ve Lykonia ile birlikte Phrygia’nın doğusu da yer almıştır. M.S. 74 yılında imparator Vespasianus zamanında, Kappadokia ve Galatia Eyaletlerinin birleştirilmesi sonucu geniş bir alan yayılan Galatia eyaletinde bir takım idari güçlükler doğmuştur. Bu nedenle M.S. 107–113 yılları arasında Traianus birleşik Galatia-Kappadokia eyaletlerini birbirinden ayırmıştır. Yeni düzenleme ile Galatia Eyaleti tekrar Augustus dönemindeki sınırlarına ulaşmıştır. İmparator Diocletianus ( M.S. 284–305) zamanında imparatorluk 12 Diocesis’e bölünmüş ve eyaletler büyük çapta yeniden düzenlenmiştir. Bu dönemde Pisidia Eyaleti kurulmuş ve Galatia’nın güneyi ile birlikte Phrygia Paroreios, Lykia –Pamphylia Eyaletinin kuzeyi yeniden belirlenmiş, ardından Constantin döneminde Phrygia bölgesinde yeniden düzenlemeler yapılmıştır.

Phrygia Paroreios

Phrygia Paroreios, Strabon’da Tyraion ve Holmi şehirleri arasında uzanan vadi olarak tanımlanmıştır.”…Phrygia’da Paroreia’nın başlangıcında olan Holmi’ye gelinir ki, Karura’dan sonra burası 920 stadiadır. Paroreia’nın sonlarına doğru Lykaonia’nın yakınında Philomelion’dan Tyriaion’a 500 stadia’dan biraz fazladır…”. W.M. Ramsay ise, Phrygia Paroreios’u Emir Dağları ile Sultan Dağları arasında uzanan yüksek vadi olarak tanımlamıştır. Polybotos ile Tyriaion kentleri arasında uzandığını sölediği yörenin, güneyde sınırlarını tüm Phrygia Bölgesi’nin güneyi ile Neapolis ve Anaboura kentlerinin kuzeyine Apollonia ve Antiocheia kentlerinin ise güneyine kadar devam ettiğini belirtmiştir.

Phrygia Paroreios kentleri; Dokimaion (İscehisar), Polybotus (Bolvadin), Julia, İpsos, Holmi (Çay), Philomelion (Akşehir), Thymbrion, Tyraion (Ilgın), Ganzania, Lysias, Kheledonia, Euphorbium (Kınık), Metropolis (Tatarlı), Apamea (Dinar), Anaua (Saıkavak), Laodikeia (Eskihisar), Hieropolis (Pamukkale), Hieropolis (Koçhisar), Synnada (Şuhut), Prymnessos (Sülün), Kinnabarion, Melisa’dır.